8 Nisan 2014 Salı

  Bir önceki Abdülhamit han yazımda, bu zamana kadar musul ile ilgili bir çalışma yapılmadı demiştim.      Mutlaka sizler de demişsinizdir çalışmalar yapıldı. Fakat kürt isyanı olarak kitaplarda geçen Şeyh Sait İsyanı ile musul kaybedildi. Şimdi okullardaki tarih kitaplarını bir kenara koyalım.
   Yıl 1925 Ergani'de şeyh Sait'in kardeşi şeyh Abdürrahim'in evinde düğün var. Düğün, doğudaki aşiretlerinde saygı duyduğu bir aileye ait ve çok kalabalık. Hemen hemen bir çok aşiret silahlı adamları ile katılmış. Necip Fazıl ve ismet inönü'nün damadı Metin Toker'den anlatacağım sizlere.
Her iki kaynakta şunu söyler düğüne" 500 atlı tam silahlı adamları ile Şeyh Sait de katılmıştır. Diğer aşiret liderleride silahlı adamları ile gelmiştir." Şeyh Sait dini yönü ile tüm halk tarafından kabul gören ve talebe yetiştiren bir şeyhtir. Her iki kaynakta düğünün 4-5 gün sürdüğünü  belirtir. Metin Toker cuma günü hutbe ile başlayan düğünde şeyh Sait hutbede şu konuşmayı yapar der.
      "Medreseler kapatıldı. Din ve Vakıflar Nazırlığı kaldırıldı. Din tedrisatı Maarife bağlandı. Gazetelerde birtakım dinsiz muharrirler Peygamber Efendimize dil uzatmaya cesaret ediyorlar. Ben bugün, elimden gelse, bizzat dövüşmeye başlar ve dinin yükselmesine gayret ederim." der.
Necip Fazıl da bu konuşmanın olduğunu yalnız bunu cuma sabah düğün başlamadan önce halka vaaz konuşması yaparken söylemiştir diye belirtir. İstiklal mahkemesi tutanaklarında da bu konuşma geçmekte ve isyanın temeli olarak alınmaktadır.
    Gelelim olayın nasıl cereyan ettiğine. Düğün haberini alan Jandarma üsteğmen Hasan Hüsnü efendi 15 asker ile köye gelir ve bir evi kuşatır. Niye bu evi kuşatır sebep diğer illerden gelen ve aranan suçluların düğüne geldiğini haber almıştır.Tam düğün esnasında durum şeyh sait'e bildirilir. Şeyh sait teğmen ile konuşur ve der ki: " şu an burası kalabalık ve herkes silahlı siz bunları almaya kalkarsanız akrabaları sizin ile çatışabilir. Siz bekleyin düğün bitsin size suçluları ben teslim edeyim." Genç teğmen belki de kendini oraya gönderenlerin kesin emri ile mutlaka alması gerektiğini söyler ve çatışma çıkar. Sonrasında olaylar birçok vilayete sıçrar ve zorlukla bastırılır. Daha sonra da dönemin başbakanı İsmet paşa şeyh Sait isyanı bir dini başkaldırıdır der. Fakat olay sonuç olarak çok da basit olmamıştır. Dini hassasiyeti olan ve bilinen bir gurubun üzerine gidilerek olayların kışkırtılarak daha başka yerlere çekilmiştir.
    Peki şimdi de beyin jimnastiğine başlayalım. Şimdi olayların olduğu dönemde musul meselesi milletler meclisinde tartışılıyor. Türk hükumeti musul da bir referandum istiyor. Lord Curzon bunu kabul etmiyor ve görüşmeler tıkanıyor. Tam bu esnada Mustafa Kemal ("yurtta sulh, cihanda sulh" sözünün tersine) musulu gerekirse alacak bir ordu hazırlanmasını istiyor. Gerekirse diyorum çünkü asıl amaç bakın biz musulun derdine düştük diyerek halkın gözünde hiç bir şey yapılmıyor izlenimini kaldırmak. Tabi ki ingilizler bu hamleyi zaten haber aldıkları için içerideki İngiliz mandasını zaten kabul etmiş gurup faaliyete
geçer. Doğuda kürt hareketi başladı diye gazeteler yayına başlar.Bu gazete başlıkları ile kürt hareketi yaygarası yaparak bir taş ile kuş sürüsü avlamaya çalışırlar. Birinci amaç; çoğunluğu kürt vatandaşlardan olan halkı da olaya katarak musulu unutturmak. İkincisi ise; halen başımızda örülü olan kürt meselesini çıkararak zamanında Abdülhamit hanına başlarına sardığı İRA(İrlanda kurtuluş örgütü)'nın intikamını almak. Öyle bir hal alır ki isyan güya gerekirse musulu almayı bile göze almak için hazırlanan ordu bile bastıramaz hemen isyanı. Olay tarihi kaynaklara İngilizlerin istediği gibi geçer. Sanki bir Kürtçülük hareketi varmış gibi yazılır. Şunu da söylemek lazım İngilizlerin desteği ile isyana katılan bazı kürtçülük sevdası güden aşiretler oldu. Bunlar da zaten az ve birer maşa idi vazifelerini yaptılar. Bakın günümüzde İngiltere İRA olayını çözmüş iken bizim başımızda bir kürt sorunu kalmıştır.
     İşin özü tarih şunu söylüyor: birileri kendi siyasal ve askeri hezimetlerine kılıf uydurmak için içimizdeki İngilizlerin (isimleri ahmet ,ismet,ali ,celal olan ingilizler gibi) desteği ile olayı başımıza daha büyük bir bela olarak bırakmışlardır. Olayın başlangıcı ile bitişi arasında tamamen farklılıklar vardır.

1 yorum :

  1. Tarihi iyi okumak lazım ki günümüzü değerlendirebilelim. Kalemine sağlık

    YanıtlaSil